top of page

Ya Ben Göçerim Bu şehirle ya da BU ŞEHiR BATAR BENiMLE

Güncelleme tarihi: 10 Haz 2020



YAZAR: Şükrü KÖSE - sembol2005@gmail.com




Gün şehre veda edeli çok olmuştu…. Gecenin karanlığını dalga dalga üzerine indirdiği şehir, sokak sokak sessizliğe bürünmüştü artık…Sanki; koca şehri, tahta bir tabuta sokmuşlar da üzerine siyah bir kapak kapatmışlardı…O derece sessizliğe gömülmüştü şehir…

Saatin gecenin ilerleyen vakitlerini gösterdiği bir anda fikirlerimin bana verdiği acı ve ızdırapla gecenin o derin Karanlığa bürünüşüne ayrı bir karamsarlık katan mat renkli asfaltlarına attım kendimi… Attığım her adımda ayaklarımın altından kaydığını görerek ilerlediğim bu taş renkli yol, şimdi bomboştu… Gündüz, şehrin sokaklarını dolduran ve benim bir türlü bir fikir kefesine oturtamadığım o şuursuz kalabalıklar boşaltmışlardı bu şehrin sokaklarını…

Mat renkli yol, üzerinde gezen hoyrat ayaklardan kurtulmakla rahat bir nefes almış gibi görünüyordu…

Adımlarımı bu düşünceler içerisinde yoğunlaştırdığım esnada, etrafımdaki ışığı sezinlememle başımı kaldırdığımda gördüğüm bana doğru bir yelpaze gibi açılarak ışıklarını gönderen, adeta ersiz meydanda nara atan rakipsiz pehlivanlar gibi, güneşe caka yapan sokak lambasının hemen altındaki; yarı sağlam bir kaldırım taşına oturdum…

Güneşe caka yapan sokak lambasına, gözlerimi dikip düşüncelerimi tazelemeye karar verdiğim bir anda; hemen sokak lambasının altında beliren mavimsi misket ebadındaki ışığa gözlerimi kaydırmaktan kendimi alamadım…Havada asılı duran bu mavimsi Işık doğrusu şaşırtmıştı beni…Birden hiç beklemediğim tahayyül boyutunda bir şeyle karşılaştım…O küçük ışık, büyüdü büyüdü; “Aman Allah'ım!” kocaman oldu ve kansızlıktan kurumuş, ölümle burun buruna gelmiş; yaşlı bir adamın pörsümüş yüzünün şeklini aldı…Beni ise korkudan öte olaydan peydahlaşan bir merak sardı…

Korkudan ayrı bir hissiyatla ağzımdan aklıma gelen ilk kelimeler sorulaşarak dökülüverdiler…

-- Kimsin sen, diyebildim.

Ölmek üzere olan kanserli hastanın çıkardığı hışırtıya benzer bir sesle, o şekilden ibaret olan suret benimle konuşmaya başladı:

-- Dinle beni!

Ve, sana zahiri bir şekil olarak görünen şu pörsümüş suretime iyi bak…

Ben bu şehrin gündüzleri gördüğün zahiri yüzünün arka perdesinde şekillenmiş suretiyim…

“Bil ki her şey canlıdır ya da her şeyin canlı bir yanı vardır.”

“Bil ki sadece gözler görmez.”

Dinle beni!

Bir zamanlar güldüğümde, her iki yanağımda çiçekler açtıran iki gamzem vardı benim… Ne zaman üzerimde yürüyen insanlar çocuklarına ve nesillerine iyiyi ve güzeli terbiye-tavsiye etmekten geri kaldılar gamzelerim o zaman yok oldu…

“Bilki yüzlerdeki gamzeler, nadide çiçekleri barındıran manzaraların engin vadileridir.”

Dinle beni!

Önceleri iki gülen göze sahiptim ben… Ne zaman ki insanlar, gözlerindeki perdeyi kaldırıp ancak bir uyku mahmurluğunda parlayan masumiyeti kovdular işte gülen gözlerim o zaman yok oldu…

“Bil ki masumiyet ancak temiz ülkelerin hazinesidir.”

Dinle beni!

Önceden tebessüm eden dudaklarım vardı benim… insanlar tebessümü ne zaman birbirinden kıskanır oldu, o zaman dudaklarımı süsleyen o kırmızılık terk etti dudaklarımı…

“ Bil ki bir gülün kırmızılığında saklı olan güzellik, onu sevgiye mazhar görmendendir; kanın kırmızısındaki anlam, senin ona yüklediğin manaya bağlıdır.”

Önceden cengaver bir şehirdim ben..

Sağ yüzümdeki derin çizgiler, üzerimde yürüyen insanların zulüm üzerine zulüm yapmalarından; sol yüzümdeki derin çizgiler ise sevgi adına biriktirilen manayı çirkefe dönüştürüp ünsiyet değerlerinden uzaklaşmalarındandır…

“Bil ki sevgi-ünsiyet, tornadan çıkan kalıplaşmış ifadeler ile anlatılmayacak kadar derinde yaşanan bir duygunun ve samimiyetin tezahürüdür.”

Alnım, kılcal damarlarına kadar yayılmış olan kişilik yoksunluğunu ucuz özentiler ile kapatmaya çalışan zavallı bir gençliğin, yaratıcıdan habersiz olarak hoyratça dolaşmasından dolayı kırışıklıklarla doldu…

Saçlarım, bu şehrin insanlarının ulviyet ve İrfan gibi en temel insani değerlerden uzaklaşmalarının verdiği ızdırapla beyazladı…Ve ben bu saydıklarım dahil bütünüyle ideali tavsiye eden İslam'dan sarhoşça kaçan şuursuz kalabalıkları sırtımda taşımaktan yoruldum; çöktüm, pörsüdüm...

Bak! Sırtındaki kamburum işte o şuursuz kalabalıklardandır..

Öhü, öhö...

Sesim, ölmek üzere olan kanserli hastanın boğaz hışırtısına benziyor artık…Geceleri içini dolduran şuursuz kalabalıkların attıkları naralar eskitti sesimi…

“ Bil ki eğlence insanı bittikten sonrada mutlu eden şamatadır…İnsani değerlerden uzaklaştıran ve baştaki hazzı; sonraları bir ince ızdıraba dönüşen şamata, eğlence değil; ancak zuldür…

Öhö… Öhö öhö… Öhhöö…

Daha çok konuşacak gibiydi şehir. Ancak sesi bir garip oldu, boğazına koca bir düğüm atmışlar gibi kalakaldı…

Hırıldadı ve artık konuşamadı… O mavimsi ışık oldu ve gözlerden kayboluverdi…

Gözlerimi sokak lambasından çektiğim an, gerçekle hayal arasında sendelediğimi fark ettim…

Evet, bu bir hayaldi…

Ama şuursuz kalabalıklar bir gerçek…Gerçeğin etrafında örülen olay örgüsünün ise gerçekten kopuk olması imkansızdı…

Hemen, oturduğum yerden kalktım, geldiğim yöne doğru yürümeye başladım… A”man Allah'ım! Bu şehri dolduran şuursuz kalabalıkların aksi beynime hücum etmekte ve bana fikri bir Izdırap vermekteydi.

Yoksa… Yoksa…

Adımlarımı geldiğim yöne doğru bu düşüncelerden kaçarcasına hızlandırdım ve düşüncelerimden uzaklaşmak için kısık bir sesle bir türkü mırıldanmaya başlamıştım ki tam bu esnada, gecenin karanlığına ok gibi saplanan ve bulunduğum sokağın gizemini alt üst eden hoyrat bir nara işittim… Başımı sese doğru çevirip baktığımda; gecenin ikisinde yeni açılan meyhanenin kurdeleleri kesilmekdeydi…

Yüzümün rengi attı… Yanaklarım çizgi çizgi olmuştu…Sesim bir garip oldu… Sanki boğazıma koca bir düğüm atılmış gibi hissettim kendimi… Dilimden türkü yerine, bağzımdan hırıltı sesi geliyordu…Bir tuhaf oldum sendeledim ve türkünün gerisini getiremedim…



ความคิดเห็น


Bizimle İletişim Kurmak İster misiniz...

Lütfen aşağıdaki linkten "İletişim  Sayfası"na gidiniz.

  • yandex
  • Facebook Sosyal Simge
  • YouTube
  • Pinterest Sosyal Simge
  • tütüpwhatshapp1
  • tütüpudemy

TÜTÜP KURUMSAL BİLİŞİM VARLIKLARI

Türkiye Türkçeciler Platformu Mail adreslerimiz.

Türkiye Türkçeciler Platformu Facebook Grubu

Türkiye Türkçeciler Platformu YouTube  Kanalı

Türkiye Türkçeciler Platformu Pinterest Pini

Türkiye Türkçeciler Platformu Whatshapp Grubu

Türkiye Türkçeciler Platformu Udemy

bottom of page